Bugün kalıntılarından çok az bir kısmı görülebilen Develi Kalesi, yukarı Develi’de, şehrin batısındaki hakim bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kalede inşa malzemesi olarak burçlarda moloz taş ve müdafaa duvarlarında kaba yontu taş kullanılmıştır. Tahsin Özgüç ve Mahmut Akok’un 1955 yılında planını çizerek yayınladığı kaleden günümüze, iç kalenin güneydoğusunun kuzeyinde yer alan iki yarım daire burç ve iç surların güneyinde bulunan iki dikdörtgen burç ile bazı sur duvarları ulaşmıştır.
Kale üzerinde herhangi bir kitabenin yer almaması, kale hakkında kesin bir tarih verilmesini engellemektedir. M. Restle-Herbert Hunger, kalenin Ermeniler zamanında yapılmış olamayacağını belirtmektedir. Bu görüş tarihi bilgilerle de örtüşmektedir. Yine M. Restle-Herbert Hunger, Develi’de bir apsis sütun ayağının kalıntısı bulunduğu ve bir Bizans spoli’nin köyde yer aldığından bahsetmektedir. Bizans zamanında da, Bizans kumandanları Atom ve Apusahl’ın (1059) Develi kalesine sığınmış olmaları konusundaki tarihi bilgilere dayanarak kalenin Bizans döneminden önce inşa edildiği, Bizans ve Selçuklular döneminde aktif olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Özellikle Selçuklular döneminde kaleye yeni eklemeler yapılarak kale genişletilmiş ve Osmanlı hakimiyetinden sonra önemini kaybetmiş olmalıdır.
Kale esas itibariyle birçok Anadolu şehrinde olduğu gibi üç bölümden oluşmaktadır. Bunlar iç kale, iç sur ve dış surlardır. İç kale’nin etrafı yarım yuvarlak burçlarla çevrilmiştir. Aşağı yukarı 900 metrekarelik bir sahayı ihtiva eden bu kısım oldukça büyük bir tahribata uğramış ve günümüze sadece doğusunda yer alan iki yarım daire formlu burç ulaşmıştır. Burçlar moloz taşla inşa edilmiştir. Burçların üzeri sıvayla kapatılmıştır. Burçların inşasında arazinin eğiminden yararlanılmıştır.
İç kalenin güneyinde bulunan iç surlardan, günümüze sadece iki dikdörtgen formlu burç ulaşabilmiş, burçlar arasındaki savunma duvarları büyük oranda tahrip olmuştur. Bu surlardan mevcut burçların batısında yer alan kısımlar ayakta durmaktadır. Kaba yonu taş ve moloz taşın beraber kullanıldığı burç ve surlar, harç kullanılarak örülmüşlerdir. Güney ve batıya doğru genişleyen ve iskana müsait bir yapıya sahip üçüncü kısımda ise kalenin giriş kapısı yer almaktaydı. Bu kısım günümüzde tamamen yıkılmıştır.
Develi Kalesi, Develi’nin stratejik bir noktada yer almasından dolayı birçok tarihi olaya tanık olmuştur. Bizans kumandanları Atom ve Apusahl (1059) Develi Kalesi’ne sığınmış, II. İzzettin Keykavus ile IV. Rüknettin Kılıçarslan arasındaki taht kavgası esnasında Kılıçarslan, Konya’dan kaçarak Develi Kalesi’ne gelmiş ve bir müddet burada ikamet etmiştir. 1398 tarihinde Dulkadıroğulları Beyi Mehmed Bey’le taht mücadelesine giren Sevli Bey, Mehmed Bey’e yenilerek Develi Kalesi’ne kaçmak zorunda kalmıştır. Kale, Osmanlılar döneminde önemini yitirmiştir. Her ne kadar M. Restle-Herbert Hunger, Osmanlılar döneminde kalenin restore edilmiş olma ihtimalinin yüksek olduğundan bahsetselerde, böyle bir onarım yapmaya Osmanlılar döneminde gerek duyulmadığı aşikardır.